19 Aralık 2016 Pazartesi


2017 yi Karşılarken ...
Acısı tatlısı ile koca bir yılı daha geride bırakırken, hem ülkemiz, hem dünya zor günler geçirdi. 
Güldük, ağladık, sevindik, üzüldük milletçe... 
2016 dünya çapında oldukça önemli gelişmelere sahne olarak tarihe adını yazdırdı. Bizimse kişisel deneyimlerimiz oldu... Kimimiz güldük, kimimiz ağladık... 
Gerek gülerek, gerek ağlayarak koca bir yılın daha sonuna geldik...
2016 yı sükunet ile uğurlarken, 2017 nin öncelikle vatanımıza, ardından tüm dünyaya barış, huzur, bereket getirmesini temenni ediyoruz...
Güzel bir başlangıç yapmak adına eşi benzeri olmayan bu botu tasarladık. Tek bir çift olarak 42 numarada üretilen botumuzun bir eşi daha yapılmayacak. 
Benim giydiğim kimsede olmasın, benzersiz olmalıyım diyen o özel kadını bekliyor...
Biz 2017 ye en azından bir kadına eşsiz bir deneyim yaşatarak girmeyi niyetledik, her birinizin niyeti sizlere uğur getirsin dileklerimizle şimdiden hoşgeldin 2017 diyoruz...

9 Aralık 2016 Cuma

Ayakkabı numaram kaç ?

Ayakkabı numaram kaç?


www.elileshoes.com
Hangi Ayakkabı Numarasını Tercih Etmeliyim?

Özellikle standart dışı ayak uzunluğumuz varsa, kaç numara ayakkabı satın alacağımız konusunda kararsız kalırız. Ayakkabıların model ve tabanlarına göre değişiklik gösteren ayak numaramız çoğu zaman bizi yanıltır. Deneyerek alacaksak neyse de, internetten sipariş verirken son kararı vermek oldukça zordur. Hele yıllar içinde kilo alan ayaklarımız, tarak durumu genişleyen ayaklarımız bizi epeyce yanılgıya düşürür. Ayak parmaklarında yaşanan deformasyonda ayak numaramızın büyüdüğü yanılgısına neden olur. Aslına ayağımız uzamaz sadece genişler. Tüm bunlarda karar vermemizi güçleştirir. Ve bir kadın için, beğendiği ayakkabının ayağına uymaması gerçekten can sıkıcı bir durumdur.






Bende kendi ayakkabı numaramın doğruluğunu merak edip internette şöyle bir araştırma yaptım. Önce ayağımın boyunu nasıl ölçeceğime baktım. Bir kağıdın üzerine oturttuğum ayağımın topuk ve en uzun parmağıma denk gelen yerlere birer çizik attım.



















İki çizgi arasını bir mezüre ile ölçtüm ve ayak uzunluğumun cm karşılığını buldum. 26CM. Harika. Peki 26CM kaç numara ayakkabı demekti. İlk bulduğum tablo 41 numara diyordu, herhalde bir yanlışlık var deyip yaklaşık 10 kadar tabloya baktım hepsinde 41 numaraya denk geliyordu. Mümkün değil hayatım boyunca 41 numara ayakkabı giymedim ki ben… Sonra bu ölçümlerin gösterildiği özel bir mezüre buldum ve benim gibi bu konuda sorun yaşayan bayan arkadaşlara referans olabilecek bir tablo hazırladım.







Yıllar içinde ayak numaramız farklılık gösterir mi? Ayak ergenlik döneminden sonra uzamaz, fakat genişler. Genişleyen ayağımız için de bir numara büyük ayakkabı almayı tercih ederiz, ya da tek seçenek bu sanırız, fakat bu sağlıksızdır, ayak ayakkabının içinde yayılır fakat bilek ve topuk kısmı tam oturmayacağından ayak ayakkabıyı taşımak için ayak bileğine yüklenir ve ayak ağrıları böyle baş gösterir. Bu nedenle tarak ölçümüze ve ayağımızın boyuna göre üretilecek ayakkabılarla hem daha rahat ederiz, hem de daha güzel bir görüntü elde ederiz. Ayak tarak ölçüsü nasıl alınır? bir şablonla örnekleyelim dilerseniz...







 




















Ayak numarasının yanı sıra çizmelerde, çizmenin baldırımıza bol ya da dar gelmesi gibi sorunlar da yaşıyoruz. Baldırımıza uyan çizme için ise özel sipariş vermemiz gerekiyor. Çizme ve botlar bilek ve topuk arasında ismine kunturpiye denen bölgenin ölçüsüne de ihtiyaç duyar. Zaman zaman kalıp kunturpiye açılarak özel olarak genişletilir ki, bilek kısmında kasma yapmasın.  Peki özel siparişlerde üretici hangi ölçülere ihtiyaç duyar ve bu ölçüler nasıl alınır? 













Her şeyden önce unutmamız gerekir ki, insan mucizevi bir tasarımdır. Bedenin her bölgesi ayrı bir özellik ve kişisellik gösterir. Her insan benzersiz yaratılmıştır. Bu nedenle genele uymayan ölçülerimizle barışmamız ve kabul etmemiz önemlidir. 
Bunca lafı siz ne ayaksınız ? diyerek bağlayalım. Araştırmacılar insan ırklarına göre ayakların da farklılık gösterdiğini tespit etmişler. Yüzyıllar içinde soyumuz aslında çok uzaklardan gelmiş de olabilir. Öyle ki ülkemiz gibi geçiş noktasında olan coğrafi bir bölgede kozmopolit bir yapı söz konusuyken bu durum daha olası. Benim ayak yapım Latin grubuna giriyor ??? Acaba soyum Güney Amerika'dan geliyor olabilir mi? Kimbilir. En iyi annem bilir, ben gidip geçmişim hakkında araştırmaya yapmaya başlayayım, sizler de kendi ayak yapınıza bir bakın bakalım. 
Unutmadan, kendine dair ilginç bilgiler elde eden olursa yorumlara yazmayı ihmal etmesin, bizlerde öğrenelim demi...

30 Kasım 2016 Çarşamba



Büyük numara ayakkabı giyen hanımların başlıca sorunu, ayak numarasına göre bulduğu ayakkabıyı almak. Bir anlamda mahkum olmak. Peki neden? Çünkü üreticiler satış kaygısı nedeni ile klasik modellerde üretiyorlar sadece...

Bu mahkumiyete son. Sayısız renk seçeneği ile kıyafetinize uygun ayakkabınız olabilir, modeller bir çok deri çeşidi ile üretilebilir. Tek koşul ELİLE SHOES sadece hakiki deriden ayakkabı üretiriz.

Peki nasıl mı yapıyoruz? Modellerimiz içinden beğendiğinizi söylüyorsunuz ve sonrasında renk ve deri seçimi yapıyorsunuz. Biz size uygun derilerden size numuneler yolluyoruz. Fotograftan değil birebir deriyi ve rengi görerek seçim yapıyor ve tercihinizi bize bildiriyorsunuz. Akabinde ise EL-İLE üretimimiz başlıyor.







Hem de ne var biliyor musunuz? Ayakkabınızın eşi benzeri yok. Çünkü sadece size özel üretildi. 


Büyük numara giyen hanımlar bilirler, bir ayakkabı mağazasına ayakkabı almak için gittiğiniz de, büyük ayaklı bir erkekseniz, bel altı övgülere maruz kalırsınız da, bir kadınsanız lanetliymişsiniz gibi bakarlar. Yanıt hep aynıdır, "Bu modelde istediğiniz numara yok!" Peki neden hepimizi aynı tanrı yaratmadı mı? Beğendiğiniz ayakkabı hep kursağınızda yumru olarak kalır. Bu yüzden zor ağlar büyük ayaklı kadın. Densiz satıcıların sözde şakalarına tahammül etmek de cabası.


Tamam artık teknoloji var der, bilgisayarın başına oturursunuz, en favori sitelerde arama yaparsınız, öyleki milyonun üzerinde ürünleri vardır ama "büyük numara ayakkabı" diye arama yaptığınızda ilk bir kaç sayfadan sonra erkek modellerine geçerler. 


Kendi ayağına takılıp düşmek nedir büyük numara ayakkabı giyen kadın bilir ... Gülüp espri yapan çoktur da, bu büyük numara ayakların nasıl bir bedeni taşıdığına kimse dikkat etmez ya da önemsemez. Çünkü uzun bir bedeni taşır büyük numara ayaklar. 




Bavul hazırlamak her zaman zordur, çünkü ayakkabılar biraz fazla yer tutar. Ayakkabıların içine yerleşen çamaşırlar çözüm olur her zaman. 



Ayakkabı ödünç almak mı? o da ne ?  kızlar arasında böyle bir şey mi var ?????? Erkek arkadaşımdan ödünç ayakkabı almışlığım var o sayılır mı? 



Ayakkabı bulmayı boşver ya çorap ??? Tanrım neden kimse bizi düşünmüyor ? Dikkatinizi çekerim ayak numaram büyük olabilir ama bacak boyuma baktınız mı? Birazcık, azıcık, tamam biraz fazla uzun olabilir. 


Parmak dekoltesi bizim için sorun değil ama naber ... Ayrıca su kayağında çok başarılı olduğumuzu, herkesten hızlı yüzebildiğimizi bilmem söylemem gerekir mi? Fotograflarda görünmeme gibi bir derdim olamaz çünkü parmak uçlarımda yükselmem yeterli ...

Bizim için mutluluk basit mesele, mesela beğendiğim ayakkabının bana uygun numarası varsa, yılın hangi günü olursa olsun benim için bayramdır, o gece ayakkabılarımla uyurum, size ne yaşımdan canım, ertesi gün bayram bana, çünkü yeni cicilerimle sokağa çıkacağım. 

Hiç aklınıza gelir miydi? büyük ayaklı kadın ve yaşadığı sorunlar. Ya işte böyle, bundan öte düşünmeden bize yorum yapmazsınız umarım. 


Artık dert etmiyoruz hanımlar, ne ayakkabı numaramızı, ne ayakkabı bulamama sorunumuzu. Yapmanız gerek tek şey www.elileshoes.com linkini tıklamak ve sınırsız seçenekler içinde kendinizi ve ayaklarınızı şımartmak. 

Bir sonra ki yazımızda büyük ayaklı ünlülere göz atmaya ne dersiniz? Galiba büyük ayaklı olup çirkin olan yokta, ee vurgulamak lazım demi ama ....


29 Kasım 2016 Salı

Ayaklarına ve ayakkabısına özen gösterenler bu tarafa ...

Dile kolay gün boyu taşıdığımız yük, ya ayaklarımızı dili olsa konuşsa ne derdi bize ???

Ne ilginç demi, hem bizi taşıyor, hem dengemizi sağlıyor, hem dişiliğimizin gizli dışa vurumu, hem kadınsı görüntümüzü tek dokunuşla başka şeye gerek kalmadan ön plana çıkarıyor.

Sabah ne giyeceğimizi çoğunlukla bir gün önceden tasarlamış oluruz. Öyle ki kıyafetimize uygun ayakkabımız yoksa planlarda değişiklikler bile son anda yapılabilir. Hele ki özel bir günse tüm ayrıntılar çok daha büyük önem taşır. Hangimiz o çok beğendiğimiz ayakkabı için kıyafet bulmadık ki ? Ayakkabıyı beğeniyor ve alıyoruz demi... Peki o beğendiğimiz ayakkabı hakkında ayaklarımız ne düşünüyor. Aylardır beklediğimiz o özel günde beğendiğimiz ayakkabıyı giymek elbette hepimizin hakkı, hadi bir kaç saatlik bir aktivite için çok önemsemeyelim ama günlük ayakkabılarımız için ayaklarımızın fikrini almak yerinde olmaz mı?

Bakın hanımlar, bir kaç saat için bile olsa ayaklarımıza işkence etmeye hakkımız yok. Neden mi? çünkü ayaklarımız bedenimizin maketi gibidir. Organlarımıza bağlı kılcal damarlar ve lifler ayaklarımızda son bulur. Kalbe bağlı organların sinir uçlarının ayaklarımızda ki boğumlarda toplandığını biliyor muydunuz? Hadi ayaklarınız önemli değil, bir kadın için kalbi nasıl önemli olmaz, aşk olsun hanımlar...




Vücudumuz da ki kemiklerin 1/4 ünün ayaklarımızda olduğunu biliyor musunuz peki? Hiç kemik yokmuş gibi demi... Çok az insan ayak sorunu ile doğuyormuş. Demek ki biz sonradan hasta ediyoruz ayaklarımızı, peki bunu nasıl başarıyoruz? Şöyle, ayak bakımının ihmal edilmesi ve kötü ayakkabı seçimi ayaklarımızı hasta etmemizin başlıca nedeniymiş. Ayrıca kadınların erkeklerden daha fazla ayak sorunları oluyormuş. Garibim kadın her daim çilekeş zaten, tüm yük kadının omuzlarında triplerine girmeyin sakın, çünkü bunun nedeni de erkeklerin, alçak topuklu ve rahat ayakkabı seçimi ve moda gibi takıntılarının olmaması. Hem de erkeklerden 4 kat daha fazla ayak sorunu yaşıyormuşuz. Canım biz zaten biliyoruz moda rahat bir şey değildir ve biz iyi görünmek isteriz. Teknoloji bu kadar ilerlerken, ayağın doğru açıda ve doğru şekilde basmasına imkan verecek hem de şık tasarlanmış ayakkabılar yok mudur? Var!

İşte size bir kaç seçenek ...






















Unutmadan söyleyelim ki, bu modellerde, renk seçeneğiniz de hayli geniş. Hakiki deri bu ürünleri, her cins deri ile denemek mümkün, yani biz isteyeceğiz ve yapılacak.


Doğru ayakkabıyı da bulduk, ya şimdi ? Şimdi sıra ayak bakımında, nasırlı ve kokan ayakları hiçbir kadın istemez.

Nasır, derinin savunma mekanizmasıdır. Yoğun baskı ve sürtünmeye maruz kalan deri kalınlaşarak kendini korumaya alır. Çoğunlukla kemiğe yakın bölgede oluştuğundan ciddi acı duymamıza sebep olur. Peki nasırı kendi başımıza nasıl tedavi edebiliriz ? Öncelikle nasırı oluşturan ayakkabıyı giymeyi bırakmamız gerekir. Ayağımıza uygun ayakkabı seçmeliyiz. Öyle ki bazılarımızın bir ayağı diğer ayağından bir numara büyük, bize özel üretilmiş ayakkabı tercih ettiğimizde, iki ayağımızında rahat etmesini sağlarız. Sertleşmiş deriyi yumuşatmamız ve törpülememiz gerekir. Yumuşatma işlemi için, beyaz sirke, karbonat, limon kullabiliriz, hem doğal hem etkili, sonrasında ponza taşı ya da ayak törpüsü ile sertleşmiş deriyi törpülememiz gerekiyor. En son terebentin yağı ile ayaklarımızı nemlendirebiliriz. Terebentin yağı hem antiseptik özelliği sayesinde hem de hızlı emilmesi dolayısı ile daha çabuk bir sonuç verecektir. Tabi zeytinyağının her derde deva olduğunu unutmayalım ve terebentin yağı alıp yapacağız diye beklemek yerine evde olanlarla bir an önce başlamak daha akıllıca değil mi sizce de?

Ya kokan ayaklar ... 250 bin adet ter bezinin bulunduğu ayaklarımız doğal olarak en çok terleyen uzvumuz. Kokansa ter değil, ter ile ortaya çıkan bakteriler. Unutmayalım bakteriler karanlık ve nemli yerleri severler. Deri ayakkabılar ayakların nefes almasını ve nemin dışarı çıkmasını sağlar, fakat suni malzemelerden üretilmiş ayakkabılar kokuyu emdikleri için kokuyu önlememize izin vermezler. Ayakkabının neminin kuruması içinse en fazla gün aşırı giymek gerekir. Ayakkabıyı giymeden önce antibakteriyel spreylerde bakteri oluşumunu engeller. Ayaklarımıza bir şekilde mantar bulaştıysa bunu da acilen tedavi etmemiz gerekir ki, mantarın sebep olduğu koku en ağır kokulardan biridir. Ergenler ve hamileler gibi hormonal değişim yaşayan kadınlarda terleme daha fazla olacağı için, daha önce hiç olmayan bir ayak kokusu baş gösterebilir. Bu durum geçicidir fakat bu dönemde çoraplarımız ve ayakkabılarımızın temizliği ve bakımı daha fazla önem kazanır. Stresin neden olduğu aşırı terleme durumları da ayak kokusunun oluşmasına neden olacak sebepler arasında.
Peki çözümü yok mu? elbette var. Özellikle parmak araları olmak üzere ayakların temizliği önemli. Ayaklarımız için ayrıca antibakteriyel sabunlar kullanabiliriz.  Çoraplarımızı her gün değiştirmemiz, hatta ayaklarımız çok terliyorsa gün içerisinde de çorap değiştirmemiz hem koku hem soğuk algınlığı için faydalı olacaktır. Çorap tercihimizi her zaman pamuklu çoraptan yana kullanmayı da bir yere not alsak fena olmaz hani. Her gün aynı ayakkabıyı giymemeyi çoktan öğrendik zaten. Ve ayakkabımızı hakiki deri, olmuyorsa hava alan malzemeden üretilmiş olanından seçeceğiz hanımlar. Dedik ya beyaz sirke her derde deva, ayrıca kokusuz olması özellikle tercih edilesi. Ben boş bir spreyli kozmetik şişemin içine 1/3 beyaz sirke 2/3 su karıştırarak uyumadan önce ayaklarıma mutlaka bu sirkeli karışımla minik bir duş aldırıyorum. Eğer ayak kremim bitmişse vazelin ya da zeytinyağı ile hafifçe nemlendiriyorum. İşimiz başımızdan aşkın zaten her akşam bir seramoni düzenliyemiyorum maalesef. Bu pratik çözüm işime yarıyor. Ayrıca şunu farkettim beyaz sirke tırnaklarımın da beyaz kalmasına neden oluyor.

Ben önemliyim, beni taşıyan ayaklarımda öyle. O halde biraz bakım, ayda bir arındırıcı bir banyo ve masajla ayaklarımı şımartmak çok olmasa gerek. Güzel bir ayakkabının içinde güzel görünen ayaklarım çıplakken de güzel görünmeli. Atalarımız boşuna dememiş, dost başa düşman ayağa bakar diye. Düşmanlarımı çatlatmayı seviyorum canım, ne yapayım yani.

Ayaklarınızla dost, barışık, sağlıklı ve mutlu günler sizlerin olsun hanımlar, tabi benimde ;)

16 Kasım 2016 Çarşamba

Yürüyecek çok yolu, taşıyacak çok yükü olan büyük ayaklı kadınlar ...

Kendimizi bildik bileli ayakların küçük olması gerektiği söylendi, vurgulandı. Bir sürü şehir efsanesi gibi...

Aslında küçük ayak saplantısı 10.yüzyıldan beri süre gelen Çin geleneği. Öyle ki 10 yüzyıl boyunca devam etmiş. Bu geleneğin sonlanması şaka gibi olsa da 1911 yılında olmuş.

Bunu neden yaptıklarına dair bir kaç teori var. İlki ayakbağı ile çinli kadınların daha kolay kontrol edilebileceği. Önce babaları, sonra kocaları en son oğulları tarafından yönetilen çinli kadının, özgürce hareket etmesi bu şekilde engelleniyormuş. Başka bir varsayım ayağı küçük kadının daha çekici olduğu yönünde, bu bağlama işlemi ile şekli değişen ayağın çekici görünmesi ise oldukça garip.
Bir diğer teori ise küçük ayağın statü göstergesi olması. Neredeyse sınırların ortadan kalktığı bügünün dünyasında statü sembolleri de oldukça değişti tabi.

Çin'de kadınlara yapılan bu işkence, kız çocuğunun 4-7 yaş arasında ayaklarının yıkanıp masajla yumuşatılmasının sonrasında ömür boyu, sadece temizlik yapılırken çıkartılan bir bandajla yapılıyormuş.


Sanırım böyle bir ayağı hiçbir kadın istemez.

Yaratıcının işine karışmak neden anlamak mümkün değil. Yaratıcı insanı yaratırken en ufak ayrıntıları gözden kaçırmazken, ayaklarımızı da bedenimize göre ölçümleyerek yaratır. Ayaklarımız bedenimizi taşır. 70 kg.bir insanın ayakları gün sonunda 2520 kg.yük taşımış olur. Aktif yürüyüşlü 3.günün sonunda eiffel kulesi kadar yük taşımış olur. Bunca yükü küçük ayaklar taşıyamaz. Bu nedenle yıllar içinde aldığımız kilolar ile doğru orantılı olarak ayaklarımızda genişler. Yükü taşımak kolay değil.

Yük taşımanın yanısıra bir de dengemiz söz konusu ki, boy uzadıkça ayak da büyür. Ayak yere ne kadar sağlam basarsa denge de o denli rahat korunur. Aksi halde durmadan düşen, sakar kadınlar olurduk.

Büyük ayak uzun ayaktır. Ortasında kavislenir ve inceliği ile daha estetik bir görünüm kazanır. Niyet ayakları küçük olan kadınlara laf atmak değil. Fakat ayaklarımızla barışmamızın zamanı geldi ve henüz geçmeden ayaklarımızla barışmak.

Çünkü benim gibi ayak numarası büyük kadınların yaşadığı ortak bir utanç bu. Artık bu utançtan vazgeçip ayaklarımızla barışmanın zamanı. Ben büyük ayak demekten vazgeçtim, uzun ayak daha yerinde bir tabir zannımca. Uzun ayaklı kadın aynı zamanda uzun bacaklı olur. Güzel uzun bacaklarımızı taşıyan uzun ayaklarımızı da severek devam etmeliyiz yola. Çünkü yürüyecek çok yolumuz taşıyacak çok yükümüz var.

Uzun ayaklı kadının doğuracağı kız çocuğu da uzun ayaklı olacağından bu duvarları yıkmanın zamanıdır. Henüz hayata yeni başlayan kız çocuklarımızın başına kakar gibi kaç numara ayakkabı giydiğini vurgulayarak utandırmayalım. Henüz ilkokula giden çocuklarımızın, süt dişleri dökülür ve kalıcı dişleri çıkmaya başlar, o yaş fotoğraflarımıza bakın, hepimizde yüzümüzde çok büyük görünen dişler vardır. Çünkü henüz gelişmemiş yüzünde, ileride alacak şekline göre dişler verir yaratıcı. Aksini düşünsenize, kalıcı dişlerimizi o an ki görünümümüze göre yaratmış olsaydı, büyüyen yaşımızda dişlerimiz ağzımızda nasıl kötü duracaktı. İşte aynen bu şekilde ayaklarda daha o yaşlarda ileride ki bedenimize göre şekillenir. Ayaklarımız uzuyorsa, bedenimizde uzun olacak demektir. Uzun ayak kötü değil aksine iyi bir şeydir, dengemiz açısından. Buna sevinmemiz gerekirken, kız çocuklarımıza daha bu yaşta bu ayak numarası ileride 50 numara giyersin artık lafları ile utandırırız. Çocuğunu seven hiç bir annenin söylememesi gereken bir söylem. Ne acı daha o yaşta kız çocuklarımıza bedeninden hoşlanmamayı öğretiyoruz. Oysa kendini bedenini severek hayata başlayan kız çocuğu her zaman mutlu ve pozitiftir. Bence çocuklarımıza laf edeceğimiz yerde ayakkabı üreticilerine yüklenmeliyiz. Büyük numara ayakkabıda daha çok seçenek yaratmaları için. Uzun ayaklı kız çocuğumuz uzun boylu da olacaktır. Ve ne güzeldir ki, topuklu ayakkabı uzun bacaklı kadında daha hoş durur. Uzun ayak, uzun bacak, uzun bacak, uzun beden demektir. Uzun beden sağlıklı beslenildiğinin göstergesidir. Kız çocuklarımızın uzun ayaklı olmasına üzüleceğimize, uzun bedenli olduklarına sevinelim ve doğru beslediğimiz için kendimizle gurur duyalım.

Baktığımızda özellikle et ve et ürünleri ile beslenen kuzey a