Yürüyecek çok yolu, taşıyacak çok yükü olan büyük ayaklı kadınlar ...
Kendimizi bildik bileli ayakların küçük olması gerektiği söylendi, vurgulandı. Bir sürü şehir efsanesi gibi...
Aslında küçük ayak saplantısı 10.yüzyıldan beri süre gelen Çin geleneği. Öyle ki 10 yüzyıl boyunca devam etmiş. Bu geleneğin sonlanması şaka gibi olsa da 1911 yılında olmuş.
Bunu neden yaptıklarına dair bir kaç teori var. İlki ayakbağı ile çinli kadınların daha kolay kontrol edilebileceği. Önce babaları, sonra kocaları en son oğulları tarafından yönetilen çinli kadının, özgürce hareket etmesi bu şekilde engelleniyormuş. Başka bir varsayım ayağı küçük kadının daha çekici olduğu yönünde, bu bağlama işlemi ile şekli değişen ayağın çekici görünmesi ise oldukça garip.
Bir diğer teori ise küçük ayağın statü göstergesi olması. Neredeyse sınırların ortadan kalktığı bügünün dünyasında statü sembolleri de oldukça değişti tabi.
Çin'de kadınlara yapılan bu işkence, kız çocuğunun 4-7 yaş arasında ayaklarının yıkanıp masajla yumuşatılmasının sonrasında ömür boyu, sadece temizlik yapılırken çıkartılan bir bandajla yapılıyormuş.
Sanırım böyle bir ayağı hiçbir kadın istemez.
Yaratıcının işine karışmak neden anlamak mümkün değil. Yaratıcı insanı yaratırken en ufak ayrıntıları gözden kaçırmazken, ayaklarımızı da bedenimize göre ölçümleyerek yaratır. Ayaklarımız bedenimizi taşır. 70 kg.bir insanın ayakları gün sonunda 2520 kg.yük taşımış olur. Aktif yürüyüşlü 3.günün sonunda eiffel kulesi kadar yük taşımış olur. Bunca yükü küçük ayaklar taşıyamaz. Bu nedenle yıllar içinde aldığımız kilolar ile doğru orantılı olarak ayaklarımızda genişler. Yükü taşımak kolay değil.
Yük taşımanın yanısıra bir de dengemiz söz konusu ki, boy uzadıkça ayak da büyür. Ayak yere ne kadar sağlam basarsa denge de o denli rahat korunur. Aksi halde durmadan düşen, sakar kadınlar olurduk.
Büyük ayak uzun ayaktır. Ortasında kavislenir ve inceliği ile daha estetik bir görünüm kazanır. Niyet ayakları küçük olan kadınlara laf atmak değil. Fakat ayaklarımızla barışmamızın zamanı geldi ve henüz geçmeden ayaklarımızla barışmak.
Çünkü benim gibi ayak numarası büyük kadınların yaşadığı ortak bir utanç bu. Artık bu utançtan vazgeçip ayaklarımızla barışmanın zamanı. Ben büyük ayak demekten vazgeçtim, uzun ayak daha yerinde bir tabir zannımca. Uzun ayaklı kadın aynı zamanda uzun bacaklı olur. Güzel uzun bacaklarımızı taşıyan uzun ayaklarımızı da severek devam etmeliyiz yola. Çünkü yürüyecek çok yolumuz taşıyacak çok yükümüz var.
Uzun ayaklı kadının doğuracağı kız çocuğu da uzun ayaklı olacağından bu duvarları yıkmanın zamanıdır. Henüz hayata yeni başlayan kız çocuklarımızın başına kakar gibi kaç numara ayakkabı giydiğini vurgulayarak utandırmayalım. Henüz ilkokula giden çocuklarımızın, süt dişleri dökülür ve kalıcı dişleri çıkmaya başlar, o yaş fotoğraflarımıza bakın, hepimizde yüzümüzde çok büyük görünen dişler vardır. Çünkü henüz gelişmemiş yüzünde, ileride alacak şekline göre dişler verir yaratıcı. Aksini düşünsenize, kalıcı dişlerimizi o an ki görünümümüze göre yaratmış olsaydı, büyüyen yaşımızda dişlerimiz ağzımızda nasıl kötü duracaktı. İşte aynen bu şekilde ayaklarda daha o yaşlarda ileride ki bedenimize göre şekillenir. Ayaklarımız uzuyorsa, bedenimizde uzun olacak demektir. Uzun ayak kötü değil aksine iyi bir şeydir, dengemiz açısından. Buna sevinmemiz gerekirken, kız çocuklarımıza daha bu yaşta bu ayak numarası ileride 50 numara giyersin artık lafları ile utandırırız. Çocuğunu seven hiç bir annenin söylememesi gereken bir söylem. Ne acı daha o yaşta kız çocuklarımıza bedeninden hoşlanmamayı öğretiyoruz. Oysa kendini bedenini severek hayata başlayan kız çocuğu her zaman mutlu ve pozitiftir. Bence çocuklarımıza laf edeceğimiz yerde ayakkabı üreticilerine yüklenmeliyiz. Büyük numara ayakkabıda daha çok seçenek yaratmaları için. Uzun ayaklı kız çocuğumuz uzun boylu da olacaktır. Ve ne güzeldir ki, topuklu ayakkabı uzun bacaklı kadında daha hoş durur. Uzun ayak, uzun bacak, uzun bacak, uzun beden demektir. Uzun beden sağlıklı beslenildiğinin göstergesidir. Kız çocuklarımızın uzun ayaklı olmasına üzüleceğimize, uzun bedenli olduklarına sevinelim ve doğru beslediğimiz için kendimizle gurur duyalım.
Baktığımızda özellikle et ve et ürünleri ile beslenen kuzey a
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder